UP - logo
E-viri
Celotno besedilo
Recenzirano Odprti dostop
  • Nizâm-ı CedÎd'in Taşrada Uy...
    Ustaoğlu, Züleyha; Yilmaz, Hüseyin

    Cumhuriyet tarihi arastirmalari Dergisi, 04/2022, Letnik: 18, Številka: 35
    Journal Article

    XVIII, yüzyılda yaşanan gelişmeler Osmanii Devleti'nin merkez ve taşrada bir dönüşüm yaşamasına neden olmuştu. Bu süreç sonrasında özellikle taşrada ayan sınıfı giderek güçlenip bulundukları bölgelerin yöneticileri konumuna gelmişlerdi. Bu doǧrultuda Karaosmanoǧlu ailesi de Saruban sancaǧında ön plana çıkmış ve bölgenin en güçlü ayan ailesi konumuna yükselmişti. Taşrada yaşanan bu gelişmeler ve devletin cephelerdeki maǧlubiyetleri III. Selim'in yeni bir reform programı başlatmasına ön ayak oldu. Öncelikle ne yapılması gerektiǧine dair devletin önde gelenlerinden ıslahat layihaları yazılması istendi. Bu ıslahat layihalarında en önemli meselelerin başında askerî bir reformun yapılması gerekliliǧi yer almaktaydı. Bununla birlikte layiha yazarları taşradaki düzenin bozulması, ayanın taşradaki konumu ve taşrada nasıl bir reform yapılması gerektiǧi üzerinde fikir beyan etmişlerdi. Her ne kadar yazarlar arasında taşrada nasıl bir reform yapılması konusunda fikir birliǧi bulunmasa da taşrada bir reformun yapılması fikri uzlaşı oluşturmaktaydı. Bu kapsamda başlatılan Nizam-ı Cedid bir süre sonra taşrada da uygulanmaya konulmuş ve modern talim ve terbiyenin uygulanması için ya kışlalar kurulmuş ya da İstanbul'daki kışlalar için asker yazımı istenmişti. İstanbul, Anadolu'da Nizam-ı Cedîd'i uygulamaya koymak için bölge ayanları ile bir iş birliǧine gitmişti ve Nizam-ı Cedîd'e dâhil olan bölgeler için yeni ekonomik fırsatlar sunmaktaydı. Saruhan Sancaǧı için ise Karaosmanoǧlu ailesi bölgede reformun uygulayıcısı konumundaydı. Nizam-ı Cedîd'e dâhil olmak hem bölge yöneticilerine hem de yeni düzenin neferine dönüşecek reayaya yeni ekonomik olanaklar sunmaktaydı. Bu durum İstanbul için reformun uygulanmasında ayanın yereldeki gücünden yararlanmayı saǧlarken ayan için de hukukî bir statü kazanma fırsatı, hem de ekonomik anlamda güç kazanma imkânı yaratmaktaydı.