UP - logo
E-viri
Celotno besedilo
Recenzirano Odprti dostop
  • Gizli kanserler ve venöz tr...
    YETKİN, Ufuk; ÖNOL, Hakan; KARABAY, Özalp

    Türkiye klinkleri. Jinekoloji obstetrik, 2003, Letnik: 13, Številka: 6
    Journal Article

    Amaç: İdiyopatik venöz tromboemboli (VTE) tanısı almış olgularda yüksek sıklıkta gizli kanser de saptanmıştır. Gizli kanser, VTE riskini bütün yaşlar için 2-7 kat, fakat 45 yaş üstü hastalar için 19 kat arttırmaktadır. Bu çalışmada VTE ile gizli jinekolojik kanserler arasındaki ilişkinin boyutlarını ve tanı esaslarını literatür bilgileri ışığında irdeledik. Materyal ve Metod: Ocak 1997 - Ocak 2003 tarihleri arasındaki 6 yıllık dönemde Alsancak Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Polikliniğine alt ekstremitelerinde ilk kez oluşan venöz tromboembolizm yakınması nedeniyle toplam 198 kadın hasta başvurdu. Yaş ortalaması 49.3±5.8 idi. Hastalarımızın tamamında venöz tromboembolizm tanısı venöz Doppler ultrasonografık inceleme ile doğrulandı. Hiçbir olguda primer etyolojik faktörün habis bir hastalık olduğu ilk başvuru anında bilinmiyordu. Tüm hastalarda akciğer radyografileri, laboratuvar incelemeleri ve abdomino-pelvik USG'den yararlanıldı. Bulgular: İleri incelemeleri sonucu 198 kadın olgunun 9'unda (%4.54) gizli kalmış ve ilk olarak tanıladığımız genito-üriner sistemlerine ait kanserleri saptadık. Bu 9 olgudan 6'sında (%66.6) över Ca tanılandı. Tüm olgular yaşamlarında ilk kez VTE tanısı almıştı. Tüm olgulara acil başlan-gıç tedavisi olarak düşük moleküler ağırlıklı heparin (LMWH) başlanarak bir büyük merkezin Jinekolojik Onkoloji Kliniği'ne ileri inceleme ve tedavileri açısından yönlendirildiler. Sonuç: İdiyopatik kökenli ve ilk olarak VTE tanısı almış kadın hastalarda, jinekolojik gizli kanserden kuşkulanılması gerekmektedir. Primer patolojinin klinik belirtilerinden önce gelişebilen VTE'de dikkatli klinik muayene ve temel araştırmaların gerçekleştirilmesini öneriyoruz. Aim: Occult malignancy is frequent in cases with idiopathic venous thromboembolism (VTE). Occult malignancy increases VTE risk 2 to 7 fold in all elderly people but this risk is 19 fold for the patients over 45 years. In this study we evaluated the relation of VTE and occult gynecologic malignancies and their diagnosis principles under the light of literature. Material and Method: Totally, 198 (women) patients with lower extremity venous thromboembolism for the first time, adimitted to Alsancak State Hospital Cardiovascular Surgery Outpatient Clinic between January 1997 and January 2003. Average age was 49.3±5.8 years. In all cases venous thromboembolism diagnosis was confirmed with venous Doppler ultrasonography. At first admission we didn't know that primary etiologic factor was a malignant disease. Chest X-rays, laboratory tests and abdominopelvic USG were held in all patients. Results: Further investigations showed that 9 of (4.54%) 198 women had occult genito-urinary system carcinomas. In 6 of them malignancy was ovarian carcinom (66.6%). For all cases VTE diagnosis was established for the first time. We gave low molecular weight heparin for initial therapy and for further investigation and treatment they were referred to a Gynecologic Oncology Clinic of an other center. Conclusion: It is necessary to suspect from gynecologic occult malignancy in the women with idiopathic VTE diagnosis. We proposed a careful clinical examination and basic tests in VTE to determine the primary pathology.